Özel Röportaj
Hakan YILMAZ
Kaya Çiftliği
Sistem Yöneticisi
Ocak 2019
Dijitalleşmenin Tam Zamanı
Sizi ve şirketinizi/kurumunuzu kısaca tanıyabilir miyiz?
21 Eylül 1983’te Karabük’te doğdum. Selçuk Üniversitesi İşletme Bölümünden mezunum. Sektöre 2000’li yılların başlarında, Novell sunucular ile başlayıp NT sunucular üzerine yoğunlaşarak ilerledim ve uzmanlık alanıma 3 yıllık eğitim katarak SQL Server ve Nesne yönetimi yazılım kodlarını kattım. Bu yıla kadar çeşitli firma ve kurumlarda uzman ve departman yöneticisi olarak çalıştım. Şu an ise çalışma hayatıma Kaya Çiftliği’nde devam ediyorum. Aynı zamanda Bilişimciler Yönetim Kurulu Üyesi ve BİLİŞİM GRUBU Kurucu Üyesi olarak görev alıyorum.
Otuz dokuz yıl önce küçük bir bakkal işletmesi olarak Edirne’den üretime başlayan Kaya Çiftliği bugün Edirne İpsala’da 12 bin metrekare kapalı alana sahip 32 dönüm arazi üzerinde kurulu fabrikası, İstanbul-Sultanbeyli’de 10 bin metrekare üzerine konumlanan genel müdürlük binası ve lojistik merkezindeki toplam 700 çalışanla faaliyetini sürdürüyor. 200 ton süt işletme kapasiteli fabrikasında beyaz peynir, taze kaşar peyniri, tereyağı, yoğurt ve farklı peynir çeşitleri olmak üzere 140 çeşit ürün üreten Kaya Çiftliği ürünlerini Türkiye’nin 22 ilindeki 97 mağazasında tüketiciye sunuyor. Kaya Çiftliği bir aile şirketi. Kurucumuz Zülfikar Kaya tarafından 1980’lerin başında ufak bir bakkal dükkânı olarak İstanbul Bostancı semtinde faaliyetlerine başladı. Kısa bir süre sonra Erenköy semtinde bir bakkal dükkânı devir alarak sektördeki faaliyetlerine devam etti. Piyasa şartları göz önünde bulundurularak peynir ve zeytin toptan ticaretine başladık. Bu fikir başka ufuklara yelken açmamızı sağladı. Kuvvetli olduğumuz alanda kendimizi geliştirmek istedik ve 2000’li yılların başlarında Edirne’nin İpsala ilçesinde ufak bir mandırayla süt ürünleri üretimine başladık bir yandan fabrika satış mağazaları kurmayı hedefledik ve başardık. Bu alanda zincir mağazacılık kuran ilk ve öncü firma olduk. Tabi müşterilerimizin talepleri ve beklentilerinin bize yarattığı heyecan ve istekle, 2009 senesinde küçük bir mandıradan, 32 dönüm arazi içerisinde faaliyet gösteren bir fabrika kurduk. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayı itibariyle köklü bir revizyona gittik, makine parkuru ve var olan kapasiteyi iki katına çıkarttık. Bugün günümüzün teknolojiyle donatılmış 200 ton süt işleme kapasitesine sahip fabrikamız, süt ve peyniri ile bilinen Edirne’nin İpsala ilçesinde faaliyetlerine devam ediyor. Edirne’nin köylerinden çiftçilerinden topladığımız sütü işleyerek 140 çeşit ürün üretiyoruz.
Dünyada ve Türkiye’de bilişim sektörünün ve Gıda İçecek Sektörünün geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir?
Her geçen gün hızla büyüyen ve küreselleşen dünyamızın evrenselleşen gelişme aracı tek kelimeyle bilişim teknolojileri oluyor. Ülkemiz geçmişte gelişen Ülkelere göre Bilişim teknolojileri alanında yılda %1 veya %2 oranında gelişirken bu oran son yıllarda teknolojiyi iyi kullanmakla farklılık gösterdiğini gözle görebilir duruma geldik. Son yıllarda en gelişmiş ülkeler bilişim olarak %1 oranlarında büyürken ülkemiz çift hanelere kadar çıkıyor. Türkiye artık hızla gelişmekte olan bir ülke. Gelecek yıllarda bu hızla gelişmesine devam etmesi için ileri teknolojilerini başka ülkelerden almak yerine bu teknolojileri ülkemizde üretecek kurumlar kurulması için hızlı adımlar atılması gerekir ve devletimizin bu kurumları desteklemesi kaçınılmaz hale gelmeli.
Bilişimde sektörünün en önemli sorunu bence rekabetin çok yoğun olması ve ileri teknolojilerde dışarıya bağlı kalmamız. Teknolojiye yatırım yapmayan çok fazla firma var. Yöneticilerin teknolojiye ayırdıkları bütçeyi havaya atılan bir para olarak görmesi, son kullanıcılar için zorluklar oluşturuyor.
Bilişim çalışanları sürekli yenilikçi olmalı, teknolojiyi yakından takip etmeli ve günümüz teknolojileri hakkında yeterli kadar bilgi sahibi olmalı.
Bilişimde eğitim ağının arttırılması gelecek için oldukça önemli, devlet bu adımları okullarında artık günümüzde liseden başlayarak üniversitelerin ilgili bölümlerini de arttırarak gelecek için yol açıyor. Bunun oldukça geç gerçekleşmesi faaliyet gösteren firmaların şu an için personel sıkıntısı çekmesine neden oluyor. Geçmişte bu durum böyle değildi, bu çok güzel bir gelişme. Bu tür eğitimlerin artık ilkokul çağından itibaren verilmesine, ayrıca eğitmenlerin de sık sık eğitilmesi gerektiğine inanıyorum.
Sizce Dünyayı değiştirecek teknolojiler nelerdir?
Dünyada artık teknolojik gelişmeler hızla yayılıyor, bu teknolojik gelişmeler işletmelerin ve ülkelerin işlerini oldukça hafifletiyor. Büyümeyi hedefleyen ve büyüme aşamasında olan işletmeler ve ülkeler teknolojinin getirdiği yeniliklerden faydalanıyor. Günümüzde artık teknoloji yatırımları yapmayan firmalar ve ülkeler gelişemediklerinden geri kaldıkları görülüyor. İçinde bulunduğumuz dönem dijital dönem olduğundan dolayı blockhain, bulut teknolojileri, mobil teknolojiler, artırılmış ve sanal gerçeklik, geofencing teknolojileri, giyilebilir teknolojiler, nesnelerin interneti, yapay zekâ, drone ve robot teknolojileri, sürücüsüz otomobiller, esnek ekranlı cihazlar, finansal teknolojiler, ses ve görüntü tanıma teknolojileri ve siber sistemleri hayatımızın her anında görüyoruz. Ve bu teknolojiler geleceğin teknolojileri arasından bazıları olarak yer alıyor.
Dijital dönüşüm konusunda görüşleriniz nelerdir? Sizce Türkiye dijital dönüşümde hangi aşamada? Şirketiniz hangi aşamada, planlarınız nelerdir?
Akıllı üretim çağı, dijitalleşme ve Endüstri 4.0 her sektörün modeline göre değişkenlik gösteren geniş ve bir o kadar da yenilikçi olmak gerektiren derin bir olgunluk modeli. Geleceğin dünyasında küresel rekabette önde olmak isteyen işletmeler artık organizasyonunu, üretim ve dağıtım süreçlerini akıllı robotlar ve yapay zekâ sistemleri ile birlikte uygulamaya başladılar.
Endüstri 4.0 ile ekonomi yoluyla kazanılacak sanayi üretiminde yılda yaklaşık %3’e kadar kazanç elde edilmesi bekleniyor. Endüstri 4.0 ile hem işletmelere hem de ülkemize üretimde yılda %3’e kadar büyüme öngörülüyor. Bu sistemi ülkemizde düzgün oturtabilirsek daha büyük büyümeler kaçınılmaz hale gelir. Özellikle veri analizi, yazılım, siber güvenlik, robotik uygulamalar, yapay zekâ gibi dijital iş süreçlerini sektörde yönetebilecek eleman ihtiyaçları oluşuyor ve bu insan kaynağının yetişmesi ülkemizde zaman alıyor. Gerekli insan kaynağının yetiştirilmesi için hızlı adımlar atması önemli.
Sektör Endüstri 4.0 ile teknolojik gelişmeler sayesinde akıllanıyor, artık otomasyon sistemleri yerini dijital sistemlerine bırakıyor. Otomasyon sistemleri sensörler ve bu sensörlere bağlı yazılımlar sayesinde artık izlenebilir duruma geldi. Tarımda hasat nesnelerin interneti sayesinde çok yol aldı.
Şirketimizde üretimde tam otomasyon üretim makineleri, teknolojik cihazlarla donatılmış laboratuvar, mikrobiyolojik bakteri detektörleri, akıllı havalandırma sistemleri, dolum ve ısıtma teknolojileri kullanıyoruz. Ürettiğimiz ürünleri kendi mağazalarımızda satışa sunduğumuz için perakende mağazacılıkta önemli ERP sistemleri uygulamaya başladık. Teknolojik altyapı iyileştirmeleri ile beraber mağaza otomasyonumuzu masaüstü yazılımı yerine web ortamına aldık. Şubemizde hayata geçirdiğimiz bu proje hızlı veri tabanı ile tamamen bulut ortamında çalışıyor. Türkiye’de belki de dünyada ilk olan online mağaza otomasyonunu web ortamına taşıdık. Bu yazılım ne işe yarar? Mağaza sipariş yönetimi, personel yönetimi, mağaza envanter yönetimi, anlık tüm raporlar, soğuk hava depoları, ısı takipleri, kasa ve terazilerin yönetimi, satış yönetimi online web üzerinden merkezden yönetilebiliyor. Binlerce iş akışını, çalışandan yöneticisine herkesin işini büyük ölçüde hafifletiyoruz.
Comments are closed.