Yazar
Zekeriya ÖZNAM
Nisan 2019
Lokomotif: Bilgi Teknolojileri
Teknoloji hiç olmadığı kadar çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve beraberinde sürekli bir değişim ve dönüşüm kaçınılmaz oluyor. Hangi sektörde olursak olalım daha iyi hizmet ve ürün sunabilmek için biz; bu hıza ayak uydurmak zorundayız. Bilgi Teknolojileri alanında gelişimin sunduğu nimetlerin farkında olmak ve bunları etkin kullanabilmek çoktan yönetim kurullarının gündemine girdi. Bize güvenen müşterilerimize hizmet sunmada rakiplerimiz ile yarışmalı ve potansiyel müşterilerimize kullanabileceğimiz tüm kanallar ile ulaşmalıyız. Çok hızlı bir şekilde yenilenmeliyiz, ancak bu da yetmeyecektir. Bu nedenle her kurum sürekli “yenilikler” üreterek yoluna devam etmek zorundadır. İşimiz çok, zamanımız ve kaynağımız ise çok kısıtlı. Dünyadaki değişim ile birlikte küresel gelişmeleri de takip etmeli ve gerektiğinde de tedbir almalıyız.
Doğru ve etkin yönetim ile az kaynaklar ile çoğu başarmalıyız. Başarılarımız ise sürekli olmalı. Herşeyin hızla tüketildiği bir dönemde başarıların kalıcı olması beklenmemeli. Tüm bunların yanında sahip olduğumuz bilgiyi korumalı, onu yönetebilmeli, istediğimiz an istediğimiz detaya ulaşabilmeliyiz. Sakin bir göle düşen yoğun yağmur damlalarının oluşturduğu karmaşayı bugün sürekli akan her türlü “bilgi” ile her an yaşıyoruz. Doğru bilgiyi alıp raporlayabilmeli bu yolla sürekli gelişimi sağlayabilmeliyiz.
Bilgi Teknolojileri; kendisine yönelen beklentilerin giderek artması ile yoğun bir şekilde ihtiyaçların karşılanmasında lokomotif görevini çoktan üstlenmiştir. Bu süreçte gerek proje yönetimi metodolojilerini kullanarak gerekse kendi çalışma yapısına standardizasyon getirerek hizmet seviyesinde önemli iyileştirmeler yapmıştır. Bu iyileştirmelere ek olarak sahip olduğu en önemli görevlerden biri de “Sürekli Hizmeti Geliştirme” görevidir.
Bugün çeşitli mecralarda bahsi geçen büyük projelerin çoğunun bilgi teknolojileri ile ilgisinin olması elbette tesadüf değildir. Bunun nedeninin proje yönetimini en etkin biçimde Bilgi Teknolojileri’nin kullanması olduğu aşikardır. Giderek artan “business knowhow”ı ile de Bilgi Teknolojileri sunduğu hizmet kalitesini daha da arttıracaktır. Dünyamızın gelişim hızı buna bizi mecbur kılacaktır.
İhtiyaç duyduğu en temel öğe ise yetişmiş insan kaynağıdır. Üniversitelerimiz ile ister kamu kuruluşları isterse özel sektör olsun Bilgi Teknolojileri departmanları iş birliği içinde olmalıdır. Bu iş birliği sadece staj dönemlerinde kurulan geçici bir iş birliği ya da staj raporu düzeyinde değil; gerçek anlamda üniversitelerin sektörü; sektörün de üniversiteleri desteklediği bir platformda olmalıdır. Gerekirse eğitim aşamasında öğrencilerin yoğun bir şekilde sektörde çalışması sağlanmalıdır. Bu sayede hem mezuniyet sonrası iş hayatına kolay adaptasyon sağlanmış olacak hem de erken yaşlarda üretime katkıda bulunacaklardır. Sektörün verdiği eğitimlerden üniversiteliler de istifade etmelidir. Bu sayede öğrencilerimizin gelişimine katkıda bulunmak ödevimiz olmalıdır. Birlikte yürütülecek AR-GE çalışmalarının ise ülkemize katkısının gün geçtikçe artarak devam edeceğini düşünmek hayal değildir.
Comments are closed.