Metaverse’ün geleceğini belirleyecek beş kritik soru
EY, sosyal medya, mobil ve bulut teknolojilerinden sonra teknoloji deneyiminin bir sonraki sınırı olarak tanımlanan metaverse’ün gelecek rotasında belirleyici olacak beş kritik soruya dikkat çekiyor.
Metaverse, tıpkı mobil internetin yükselişine benzer şekilde, şirketlerin müşteri katılımı, marka bilinci oluşturma, ürün geliştirme, inovasyon ve nihayetinde tüm iş modellerine yönelik yaklaşımlarında radikal değişimler getirebilir.
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young) fiziksel ve dijital dünyanın bugüne kadarki en büyük birlikteliği olmaya aday olan ve yeni bir teknolojik atılımın eşiğini temsil eden metaverse’ün heyecan verici fırsatların yanı sıra bir takım kritik riskler ve zorluklar da içerdiğine dikkat çekti.
EY tarafından yapılan değerlendirmeyi içeren yayında bundan önceki sosyal, mobil ve bulut teknolojileri gibi, metaverse’ün de insan deneyimini birçok yönden dönüştürebilecek potansiyele sahip olduğunun altı çiziliyor.
Metaverse, insanların dijital avatarları aracılığıyla nesnelerle, çevreyle ve birbirleriyle etkileşime girdiği, paylaşımlı, kalıcı ve üç boyutlu bir sanal ortamı ifade ediyor. İnternetin dönüşümünde büyük rol alması beklenen metaverse’ün, yakın gelecekte endüstrileri, ekonomileri, toplumları, günlük yaşamı temelden ve yeniden yapılandırabilecek teknolojilerden biri olması bekleniyor.
Metaverse, gerçek bir fiziksel varlık olmaksızın dokunsal ve duyusal olarak kullanıcıya ‘orada olma’ hissi verecek bir deneyim vaat ediyor. Endüstriler için de fiziksel zaman ve mekân kısıtlamalarının dışında, yeni, dönüşümsel fırsatlar sunma potansiyeline sahip.
Henüz emekleme aşamasında olan metaverse, büyük bir dönüştürücü potansiyele sahip
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı Gökhan Gümüşlü konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Metaverse henüz emekleme aşamasında. Ancak yakın gelecekte yeteneklerimizi geliştirebilecek, bağlantılarımızı güçlendirebilecek ve etkileşimlerimizi zenginleştirebilecek bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde oyun endüstrisi başta olmak üzere metaverse’ün çeşitli erken sürüm örneklerini görüyoruz. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de şirketlerin metaverse’ü anlama ve hazırlıklı olma arayışında olduklarını, deneysel nitelikte bazı adımlar attıklarını görmekteyiz. Son dönemde pandeminin de etkisiyle fiziksel ve dijitalin hızla yakınsamasını ve tamamlayıcı nitelikteki teknolojilerin gelişmesiyle metaverse’ün hayatın her alanına yayılabileceği yönünde ciddi beklentiler mevcut. Metaverse, tıpkı mobil internetin yükselişine benzer şekilde, şirketlerin müşteri katılımı, marka bilinci oluşturma, ürün geliştirme, inovasyon ve nihayetinde tüm iş modellerine yönelik yaklaşımlarında radikal değişimler getirebilir. Metaverse, kamu hizmetleri, eğitim, turizm ve kültürel etkinlikler de dahil olmak üzere daha zengin etkileşimler için potansiyel taşıdığı gibi, ortaya çıkabilecek çeşitli riskler ve zorluklar da söz konusu.”
Metaverse’ün rotasını tayin edecek beş kritik soru
EY’a göre, insan deneyiminin bir sonraki sınırı olarak da tanımlanan metaverse’ün gelecekteki rotasında belirleyici olacak beş soru şöyle sıralanıyor:
1. Metaverse işletmeleri ve iş süreçlerini nasıl dönüştürecek?
Yakınsayan teknolojiler metaverse’e giden yolu açarken, tamamen bağlantılı, üç boyutlu sürükleyici deneyimler, endüstriler için zengin bir fırsat ortamı oluşturacak. Bu da işletmeler için “metaverse’e zamanında hazır olmak için bugün hangi stratejik yatırımları yapmak gerekir?” sorusunu gündeme getiriyor. Metaverse’ün müşteri etkileşimi için başlıca ortam haline gelebilmesinde henüz zamana ihtiyaç olsa da işletmelerin bunu kısa ve uzun vadeli hedeflerine dahil etmeye şimdiden başlamaları gerekiyor.
Metaverse yeni pazarlar, yeni müşteri tercihleri, inovasyon modelleri, yetenek yönetimi ve yeni iş modellerinin yanı sıra yepyeni bir rekabet alanı anlamına da geliyor.
2. Düzenleyiciler metaverse’e ne kadar hazır?
Hâlihazırda düzenleyiciler, mevcut dijital teknolojilerin olumsuz çıktılarını yönetmekle daha fazla meşguller. Kişisel verilerin toplanması, mahremiyet, “deep fake” gibi zorlu başlıklar, toplumu olduğu gibi şirketlerin müşterileri ve çalışanlarıyla nasıl etkileşime girdiğini de önemli ölçüde etkiliyor. Metaverse bu zorlukları büyütürken büyük olasılıkla aralarına yenilerini de ekleyecek.
Metaverse’e giriş olanağı sağlayacak sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları, etkileşime izin vermenin yanında yüz ifadeleri, tansiyon, göz hareketleri ve daha birçok kişisel verinin izlenmesine de olanak verecek. Bu da mevcut yasaların ve veri düzenlemelerinin, adil erişimden güvenlik, sorumluluk, IP, dijital haklar ve dürüst öz-temsil gibi yeni konulara kadar çok sayıda başlığın güncellenmesini gerektirecek.
3. Metaverse, deneyimleri nasıl yeniden şekillendirecek?
Kullanıcı deneyimini merkeze almak, günümüzde işletmeler için giderek farklılaştırıcı bir özellik haline geliyor. Metaverse’teki başarılı deneyimler, yeni müşteri davranışlarını ve beklentilerini anlamaya ve bunlara uyum sağlamaya bağlı olacak. Ayrıca, müşteriler birçok ekosistemi içeren metaverse’ü deneyimlerken, güven konusu da daha bütüncül bir hale gelecek. Geleceğin en önemli teknoloji arayüzü olma yolunda ilerleyen metaverse’ün teknoloji bağımlılığı ve zihin sağlığı üzerindeki olası etkileri üzerinde de düşünülmesi gerekecek. Bunun markaların müşteri yolculuğunu tasarlama ve uygulama biçimlerine yönelik etkilerinin yanı sıra, gelecekte müşteri katılımı ve sadakatinin nasıl tanımlanacağı sorusu da önem kazanacak.
4. Metaverse sürdürülebilirlik için hangi yeni boyutları açacak?
İnsanlığın önündeki en büyük varoluşsal önceliklerden biri olan sürdürülebilirlik, günümüzde şirketlerin ve hükümetlerin gündemlerinde ilk sıralarda yer alıyor. Bu durumda şu sorular öne çıkıyor: Peki, bu küresel sorunla başa çıkmada metaverse nasıl bir rol üstlenebilir? Metaverse, sanal ve dijital dünyaya fiziksel dünyadan daha fazla değer verilmesine neden olursa, böylesi bir durum çevrenin daha az önemsenmesine yol açabilir mi?
Diğer yandan, Metaverse’ün teknolojik bir gerçeklik haline gelmesi, yeni ve çok kapsamlı bir altyapıyı da gerektirecek. Ürün ve deneyim tüketiminin büyük ölçüde sanal veya dijitale kayması, fiziksel kaynak tüketimini ve sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu, potansiyel olarak daha az seyahate yol açabileceği için olumlu bir tablo olsa da, elektrik tüketimini potansiyel olarak artırabileceği de göz önünde bulundurulmalı.
5. Metaverse uygulamaları dünya çapında nasıl gelişecek?
Günümüzde dünyanın farklı yerlerinde farklı kurallara tabi olarak çalışan internet, hâlihazırda oldukça parçalı bir yapıya dönüşmüş durumda. Teknoloji, küresel çapta yeni bir rekabet alanı haline geliyor ve metaverse de bir istisna değil. Birlikte çalışabilirliği sağlamak için küresel ortak standartların ortaya çıkacak olsa da, hükümetlerin metaverse’e tıpkı bugün internete yaptıkları gibi müdahalelerde bulunmaları beklenebilir.