Dijital Biz Dergisi | Yazar

 

Yakup ŞIVKA

 

Mart 2021

 

 

Sosyal Medya Şirketlerinin Tekelleşen Gücü

 

Sosyal medya günümüzde insanların iletişim ihtiyacını gidermek gibi çok masum bir amaca hizmet ediyor gibi görünse de aslında çok daha fazlasını yapıyor. Git gide tekelleşen yapılarıyla artık sadece şirketlerin değil devletlerin de mücadele alanı haline geldiler. En son eski ABD Başkanı Trump’ın sosyal medya hesaplarının kapatılması olayında da gördük ki, isterlerse bu platformlar en güçlü veya popüler kişileri bile bir anda dünyadan soyutlayabiliyorlar. Yıllardır her türlü iletişimini bu mecralardan iletmeye alışmış kişiler de bir anda sudan çıkmış balık gibi çaresiz kalabiliyor ve tüm bağlantılarını kaybedebiliyorlar. Mahkemede avukatı olmayan, savunma hakkı elinden alınmış bir sanık durumuna düşebiliyor.

Peki bu küresel şirketler bu gücü nereden alıyor, nasıl bu kadar ileri gidebiliyorlar?

Güç, yaptığınız etkiden olumlu veya olumsuz anlamda kaç kişi veya ne kadar geniş bir çevrenin etkilendiği ile doğru orantılı bir kavram. Bir işi gerçekleştirmek için enerjiye ihtiyaç vardır, küresel enerji kaynakları sürekli değişmektedir. Özellikle 20. yüzyıla damgasını vuran enerji kaynağı petrol olmuştur. Petrole sahip olanlar aynı zamanda gücün de sahibi konumuna gelmişlerdir.

Günümüzün gücü bilgi, kaynağı da veridir. Petrolün yerini veri almıştır. Hatta veri petrol gibi tükenen bir kaynak değil sürekli yenilenen, işlendikçe değeri artan bir hammaddedir. Dolayısıyla yenilenebilir petrol tanımlaması yapmamız pek yanlış olmaz.

Kapitalist dünyada tüm düzen tüketim üzerine kurulmuştur. İnsanoğlunun her konuda bitmek tükenmek bilmeyen bir açlığı bulunuyor. Her şeyi pazarlamak ve bundan para kazanmak asıl amaçtır. Tabii bunun için de yeni pazarlar bulmak veya pazarları yenilemek önemlidir.

Sosyal medya ortamları firmalar için ürünlerini pazarlayabilecekleri modern pazarlar konumuna gelmiştir. Sorun şu ki bizler yıllarca burada sahip olduğu değerli şeylerin yavaş yavaş elinden alındığı birer ürün olduğumuzu fark edemedik.

Dijital dünyada her birimiz inanılmaz boyutlarda veri üretiyoruz. Ürettiğimiz bu veriler aslında sosyal medya platformları için yaşam kaynağı konumunda. Bu verilerle besleniyorlar ve güçleniyorlar.

Dijital dünyada kullandığımız her cihaza ayak izimizi bırakıyoruz. Laptoplarımız, tabletlerimiz ve cep telefonlarımız, bize ait her türlü kişisel veriyi isteyerek veya istemeyerek firmaların veri merkezlerine taşıyor.

Kapitalist dünyada hiçbir şey karşılıksız değildir. Başlangıçta bu hizmetlerin tamamını ücretsiz zannettik. Bu firmalar sanki birer vakıfmış gibi bizim arkadaşlarımızla buluşma, konuşma ve bilgilerimiz paylaşma ortamlarını hazırladılar.

Halbuki ücretini bizden topladıkları verilerle taksit taksit alıyorlardı. Tüm verilerimizi aldıktan sonra da bu bilgileri bize karşı silah olarak kullanmaya başladırlar. Özellikle bedava ürün ve hizmet yemlemesiyle toplanan veriler sayesinde bizi bizden daha iyi tanıyorlar. Böylece ne alacağımıza, nasıl davranacağımıza, kimi seçeceğimize dahi yön verebiliyorlar.

Hiçbir sosyal medya şirketinin tek başına hareket ettiğini düşünmeyin. Hepsinin arkasında kurulduğu devletin gizli servisleri var. Çünkü bu mecralar bu kurumlar için inanılmaz bir bilgi kaynağı. Binlerce ajanla toplanamayacak verileri ücretsiz sunuyorlar, üstelik kişiler bu verileri gönüllü veriyorlar!

Türkiye dünyada en fazla sosyal medya kullanan ülkeler arasında. Ama buna rağmen ne Facebook ne Twitter ne de Instagram Türkiye’de resmi bir temsilci bildirmiş değil. Birer şirket değil devlet gibi davranıyorlar. Ben sizi ve kanunlarınızı tanımıyorum diyorlar adeta.

Dünya İnternet, Sosyal Medya ve Mobil Kullanım İstatistikleri:

We Are Social 2020 2.Çeyrek Dünya İnternet, Sosyal Medya ve Mobil Kullanım İstatistikleri – Genel Tablo

We Are Social 2020 2.Çeyrek raporuna göre;

  • 4,57 milyar internet kullanıcısı, dünya nüfusunun %59’u
  • 3,81 milyar sosyal medya kullanıcısı, dünya nüfusunun %49’u
  • 5,16 milyar mobil kullanıcısı, dünya nüfusunun %66’sını oluşturmaktadır.

En Çok Kullanılan Sosyal Medya Platformları:

We Are Social 2020 2. Çeyrek Dünya Sosyal Medya Kullanım İstatistikleri – En Çok Kullanılan Sosyal Medya Platformları

En çok kullanılan sosyal medya platformlarına göre Facebook ilk sırada yer alırken, onu YouTube ve Instagram takip etmektedir. Mesajlaşma platformlarında ise WhatsApp ilk sırada bulunmaktadır.

Dünya İnternet kullanıcılarının %65’i kişisel verilerinin güvenliği için kaygı duymaktadır. Türkiye’de kişisel veri güvenliği konusunda çekinceleri olan kullanıcı oranı ise %60 civarında. Kişisel veri güvenliği konusunda endişesi olan ülkelerin başında ise Brezilya var.

Sosyal medyaya yönelik düzenlemeler içeren kanun bu açıdan çok önemli. BTK tarafından temsilci bildiriminde bulunmayan Facebook, Instagram, Twitter ve WhatsApp’a önce 10’ar bir ay sonra da 30’ar milyonluk ceza kesildi.  Buna rağmen hiçbiri hala temsilci atamadı. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını muhatap kabul etmiyorlar. Bu paraları tahsil etmemiz de imkânsız. Bunların canını acıtacak adım bu platformlara verilen reklamların engellenmesi veya erişimin engellenmesidir. Bunlar veriyle besleniyorlar, veri akışı durursa yaşayamazlar.

Türkiye’de temsilci atamayan sosyal medya şirketleri için reklam yasağı 19 Ocak itibariyle yürürlüğe girdi. Gerçekten de yasanın devreye girmesine saatler kala Facebook temsilci atamak için çalışmalara başladığını duyurdu. TikTok, YouTube, Dailymotion ve LinkedIn gibi şirketler daha önce temsilci atayacaklarını duyurmuşlardı. Henüz Twitter, Periscope ve Pinterest temsilci atayacağına dair bir açıklamada bulunmadı. Reklam konusunda direniyorlar ama erişimin kısıtlanması safhasında bakalım ne yapacaklar?

Aynı Şirketler AB’nin tüm yasalarına harfiyen uyuyorlar. WhatsApp’ın son Facebook ile bilgi paylaşımı konusunda AB ülkeleri kapsam dışında tutuldu. Hiçbir şirket ve kuralları Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarından üstün değildir.

Türkiye her alanda olduğu gibi bu platformlara alternatif yerli ve milli uygulamalar üretmelidir. Yoksa WhatsApp’ı kapatıp Telegram’a geçmek ABD’den vazgeçip Rusya’ya güvenmek demek olur. Onlarca yerli uygulama var aslında. Hatta kurumların kendilerinin yazıp, kendi içlerinde kullandıkları özel uygulamalar da var.

Önemli olan bunların iyi bir stratejiyle pazarlanıp, marka haline getirilmesi. Ortalık yerli sosyal medya uygulama çöplüğüne dönüştürülmemeli, seçilen bazı uygulamalara destek verilerek markalaşması sağlanmalıdır.

Bu konuda bazı çalışmalar yapıldığını da biliyoruz. 2019 yılı Temmuz ayında yayınlanan 2019/12 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri Genelgesi’nde de özellikle kamu verilerinin yerli mobil uygulamalar hariç olmak üzere, mobil uygulamalar üzerinden gönderilemeyeceği, sosyal medya üzerinden gizlilik dereceli veri paylaşımı ve haberleşmenin yapılmayacağı yer almıştır. Aynı genelgede, sosyal medya ve haberleşme uygulamalarına ait yerli uygulamaların kullanımının tercih edilmesi gerektiği de ifade edilmiştir.

Her konuda olduğu gibi kanunlar konusunda da yazıda çok iyiyiz ama uygulamada sınıfta kalıyoruz. Bu konunun da sadece yazıda kalmaması için T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi uygulama konusunda öncü olmalıdır. Önce devlet kurumlarından başlanarak, tüm vatandaşlar yerli uygulamaları kullanmaya teşvik edilmelidir.