Dijital Biz Dergisi | Özel Röportaj
Rahmi AKTEPE
Türkiye Bilişim Derneği (TBD)
Başkan
Haziran 2021
Dijital Dönüşümü Destekliyoruz
Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) 50. yılı bizler için, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda Türkiye’de kendi özgün teknolojisini üretme bilincini ve dünya pazarlarında ülkemizin bilinirliğini yükseltmek için bir dönüm noktası.
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) bu yıl 50. yılını kutluyor. Derneğin 50 yıllık geçmişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemiz bilişim dünyasının, uzun vadeli bir hedef için oluşturduğu iş birliğinin somut bir göstergesi olan TBD, bilişim teknik biliminin dünya ile aynı paralelde gelişmesinde öncülük yapmış ve sürdürülebilirliğini “emek yoğun” bir süreç ile gözler önüne serdi.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de dönüşüm hızla devam ediyor. Rekabetin kıyasıya sürdüğü, siyasi ve ekonomik düzenlerin, yerleşik alışkanlıkların temelden değiştiği çağımızda, bu hızlı tempoya ayak uydurmak köklü bir geçmişten gelen tecrübe kadar, bilgi, uzmanlık ve özveri gerektiriyor.
Bu ihtiyaçları göz önünde bulundurarak, Türkiye’nin sayısal dönüşümü için verimlilik, inovasyon, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk ilkeleri çerçevesinde etkinliklerimizi ve projelerimizi geliştiriyoruz.
TBD’nin 50. yılı bizler için, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda Türkiye’de kendi özgün teknolojisini üretme bilincini ve dünya pazarlarında ülkemizin bilinirliğini yükseltmek için bir dönüm noktası.
Türkiye’de hem bilişim çalışanlarını hem de toplumun her kesiminden vatandaşları bir çatı altında toplayabilen Türkiye Bilişim Derneği, ülkenin en eski, en köklü ve en çok üyesi olan hem bilişim meslek örgütü hem de toplumsal gelişim örgütü oldu.
TBD Nisan 1971’de kurulmuş, kuruluşunu ve amaçlarını kısa sürede geniş bir çevreye duyurmayı başardı.
1994’ten beri de Kamu Yararına Dernek niteliğini taşıyor. Bilişim kesiminin o dönemde yeni bir çalışma alanı olarak örgütlenmesinde, meslek görev tanımlarının ve standartların tanımlanmasında, Türkçe’ye bilişim terimlerinin kazandırılmasında, devlet katında bilişim mesleğinin gelişmesinde çok önemli katkılar sağladık.
Yaygın öğretim ile bilgisayar okuryazarlığının başlatılması ve yaygınlaştırılmasında, yükseköğretimde bilgisayar mühendisliği, ortaöğretimde ise bilgisayar işletmenliği öğretiminin başlatılmasında, kısaca, Türkiye’de “bilişim kavramı” temellerinin atılmasında ve Bilişim Toplumuna dönüşüm faaliyetlerinin başlatılmasında TBD daima öncü oldu. TBD, 2000’li yılların başında da “dönüşüm” anlamında Türk bilişim topluluğunun ileri görüşlülüğünün de çok önemli bir göstergesi oldu.
Kurucularımızdan aldığımız mirası daha ileriye taşımak için büyük çabalar göstermekteyiz. Bir sivil toplum örgütü olarak önemli işler yaptığımızı, toplumsal yansımalarının geniş kesimlerce algılandığını görmek bizler için en önemli ödül…
Ülkemizin güncel dijital gelişim düzeyini değerlendirebilir misiniz?
Ülkemizdeki dijital olgunluk seviyesinin makro seviyede ölçülmesi neticesinde dijital dönüşüm ekosisteminin sürdürülebilirliği ülkemizin dijital ekonomisinin geliştirilmesi ve dijital egemenliğinin sağlanmasına yönelik olarak gerekli olan eylem planlarının ve yol haritasının hazırlanabilmesi amacıyla Türkiye Bilişim Derneği tarafından Dijital Türkiye Endeksi Projesi hayata geçirildi. Sorunuzu bu çalışmamızın sonuçlarıyla yanıtlayayım:
Çalışma, 46 kişilik TBD Proje Ekibi tarafından ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı desteği ile gerçekleştirildi. Çalışma Grubu ve Kullanıcı Deneyimi Gruplarının da yer aldığı TBD Proje Ekibinde; alan uzmanları, kamu ve özel sektör temsilcileri, akademisyenler ve yüksek lisans öğrencileri yer aldılar.
Proje 2019 yılı sonunda başlamış ve bireysel çalışmalar haricinde, 1500 adam/saat’ten fazla işgücü harcanarak tamamlandı.
Dijital Türkiye Endeksi Projesi kapsamında öncelikle uluslararası örneklerde olduğu gibi kavram tanımlanmaya çalışıldı ve bu doğrultuda ölçüm çerçevesi oluşturuldu.
“Dijital Türkiye” tanımı;
“Toplumsal, ekonomik ve devlet faaliyetlerinde, geliştirdiği ya da tedarik ettiği teknoloji, ürün ve hizmetleri kullanarak sağladığı üretkenlik artışı, refah ve dijital veriden ürettiği değerle küresel ölçekte rekabet eden bir Türkiye.” olarak oluşturuldu.
Bu çerçevede hazırlanan Dijital Türkiye Endeksi modeli ise tüm teknolojik gelişmeleri içerebilecek 5 politika ekseni ve bu eksenler içerisindeki faaliyetlerin yaşam döngüsünü belirleyen 7 boyuttan oluşmakta.
Dijital Türkiye Endeksi modelinde yer alan Eksenler; Toplum, Ekonomi ve Devlet aktörleri ile bu aktörleri besleyen Dijital Kaynaklar ve farklı aktörleri hizmet sunumu doğrultusunda bir araya getiren Yaşamsal Hizmetler’den oluşmakta.
Dijital Türkiye Endeksi modelinin faaliyet boyutları ise sırasıyla, Planlama, Düzenlemeler, Yetkinlik, Kullanım, Güven, Şeffaflık ve Yenilikçilik olarak belirlendi.
Dijital Türkiye Endeksi uluslararası gelişmeleri de takip ederek, ulusal politikalarımız doğrultusunda ülkemizin dijital hazırlık durumunu, uygulama kapasitesini ve dijitalleşme ile oluşturduğu etkiyi ölçmekte.
Gerçekleştirilen bu özgün proje kapsamında yapılan ölçümlemede;
2021 yılı için Dijital Türkiye’nin skoru 100 üzerinden 68 olarak belirlendi.
Veri toplama dönemi 2020 yılının 4’üncü çeyreğidir.
Son zamanlarda önem kazanan siber güvenlik alanında görüşleriniz nelerdir?
Dünyada günde ortalama 1,5 milyon siber güvenlik saldırısı raporlanıyor. Büyük kurumlarda bunun günlük 300 ile 1500 arasında değiştiğini göstermekte. Kurumlardaki veri sızıntılarının yüzde kırk kadarının çalışanların hatalarından kaynaklanmakta olduğu belirtiliyor.
En büyük saldırı vektörü olarak görülen insan davranışları, en çok e-posta ve sosyal medya kanalları üzerinden hedef alınıyor. Sosyal medya sağlayıcıları bu ortamlarda yer alan reklamlardaki güvenlik kontrolünü artıracak önlemler alarak, bu dolandırıcılıkların sayısını azaltmayı hedefliyor. Ancak yine de siber güvenlik farkındalığı düşük olan kullanıcılar tuzaklara düşerek büyük kayıplar yaşıyor veya bu yolla kurumsal kritik sistemlere yetkisiz erişime sebebiyet veriyorlar.
Bu bakımdan özellikle siber güvenlik alanında yerli ve milli yazılımların gelişmesi bizim için vazgeçilmez. Yapılan geliştirme çalışmaları neticesinde Türkiye siber güvenlikte dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaya başladı.
Hatta Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Global Siber Güvenlik Endeksi’nin 2019 yılında yayımlanan raporuna göre ülkemiz bir önceki yıla göre, 23 sıra birden yükselerek, bu alanda Dünyada en güvenli 20 ülkeden biri oldu. Avrupa’da da 11’inci sırada yer aldı.
Ülkemiz kendi kurumsal siber güvenliğini sağlamaya yönelik girişimleri 1990’lı yıllarda siber suçlarla mücadele kapsamında yasal düzenlemeler yapmak suretiyle başlamıştı.
Bu çalışmalar 2010 sonrası dönemde artarak daha uzman kurumsal yapılara evrildi.
Bu alandaki girişimler, Türkiye’nin 2020-2023 yılları arasındaki dönemi kapsayacak şekilde, Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nı 29 Aralık 2020’de ilan etmesiyle yeni bir boyuta taşındı. Yürürlükteki planlar birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’nin 2010 yılı sonrası atılan adımlarla, ulusal siber uzay alanının güvenliğini sağlama konusunda önemli kazanımlar elde ettiği ortada.
Temel stratejiler olarak siber güvenliğe ilişkin faaliyetlerin de süreklilik içerisinde yürütülmesini gerektirmekte.
Bu kapsamda Ulusal eylem planımızda siber güvenliği ulusal güvenliğin bir parçası gören yaklaşım, dünyadaki genel eğilimle son derece uyumlu.
Bilindiği üzere, internetin 1990’lı yıllarla birlikte ticarileşmesi ve sivilleşmesiyle “siber uzay” olarak adlandırdığımız alanın etkileri çoğaldı.
Siber uzay, devletlerin ağ teknolojileri kapsamındaki yenilikleri görülüyor. Bu nedenle de uluslararası sistemde yeni bir rekabet alanı oluşturdu.
Dolayısıyla Türkiye’nin siber savunma kapasitesini geliştirmeye gayret etmesi, siber güvenliğini ulusal güvenliğin bir parçası olarak görmesi isabetli bir stratejidir.
Günümüzde dijital dönüşüm teknolojileri devletler tarafından artık askeri kapasitelerini geliştirmek adına bir fırsat olarak görülüyor. Devletler siber saldırı silahlarını doğrudan düşman gördükleri veya rekabet halinde oldukları devletlerin kritik altyapılarına zarar vermek amacıyla kullanabilmekteler.
Bu bağlamda, güçlü bir siber savunma kapasitesinin yanı sıra, etkili bir siber saldırı kapasitesinin geliştirilmesinin devletlere uluslararası sistemde caydırıcılık konusunda önemli güç sağlıyor. Tüm bu süreçler, ne yazık ki karşımıza askerileştirilen ve silahlandırılan siber uzay ve uzay araştırmaları kavramını da ortaya çıkarmış durumda.
Böyle bir ortamda, Türkiye’nin hızla yol almak için ortaya koyduğu eylemler bir tercihten öte bir zorunluluk olarak görülmeli.
Veri güvenliği alanında TBD çalışmaları çok eskiye dayanmakta. Bilgi Güvenliği Çalışma Grubumuz 1997 yılında kurulmuş olup, o tarihten bu yana bu konudaki çalışmalarımız ve etkinliklerimiz sürmekte.
Siber güvenlik konusuna değinmişken, bir süredir çok sık gündeme gelen kripto paralar hakkında düşünceniz nelerdir?
Kripto paralar, temel aldıkları dijital teknolojiler ve yenilikçi yapıları ile geleneksel paralara göre önemli avantajlara sahip olup yatırımcıların da ilgi odağında yer almaktadır. Hızla dijitalleşen dünyada özellikle de yaşamakta olduğumuz Kovid-19 Küresel Salgını ile mücadele sürecinde dijital paralara olan ilgi her geçen gün artmaktadır. Dolayısıyla da Bitcoin başta olmak üzere dijital paralara yönelik reklamları ve yatırım yapılabilen dijital platformlar her yerde yoğun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dijital Para Borsaları olarak da adlandırılan birçok dijital platform üzerinden 3500’den fazla dijital paranın alım ve satım işlemleri gerçekleştirilebilmektedir. Söz konusu dijital platformlar üzerinden güvenilir ve güvenli olarak dijital para yatırımı yapabilmek için öncelikli olarak dijital paralar ile ilgili temel seviyede teknik bilgiye ve dijital okur- yazarlığa sahip olmak gerekiyor. Burada;
Dijital borsalarda işlem gören binlerce dijital para (coin) arasında hangisine yatırım yapılabileceğinin tespiti, dijital para altyapılarının incelenmesine yönelik beceri ve analiz – portföy oluşturulmasına yönelik strateji belirlemeye yönelik bir bilgi birikiminden bahsediyorum.
Tabi ki ileri seviyede dijital beceriye sahip olmak ve siber güvenilir kullanıcı olmak çok önemli. Çünkü dijital dünya bireylere bir yandan kullanımda birçok kolaylığı sağlarken diğer taraftan da her türlü siber saldırıya açık bir ortam oluşturuyor.
Kamuda son günlerde önemli gördüğünüz gelişmeler nelerdir?
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi kapsamında Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı’nın kurulmasını, TBD olarak gündeme getirmiş olduğumuz dijital ekosistem sorunlarının tek elden koordine edilerek çözülmesine ve ülkemiz açısından teknolojik egemenliğin elde edilmesine sağlayacağı katkılar nedeniyle çok önemsiyor ve canı gönülden destekliyoruz.
Farklı bakanlıklar ve/veya kurumlar tarafından başlatılan önemli programlar başta Milli Teknoloji Hamlesi olmak üzere ülkemizde önemli kazanımlar sağlamış olsa da koordinasyon eksikliği dolayısıyla istenen seviyede istihdam, markalaşma ve ihracat potansiyeli oluşturmada yetersiz kalmış ayrıca; ARGE ve Yenilikçilik kültürünün gelişiminde de yaygın etki yaratamamıştır. Bu kapsamda ekosistemin koordinasyonunu sağlayacak, sektörü yönlendirecek, öncelikleri belirleyecek, teşvik ve destekleri tek elden sağlayacak, rekabetçilik endeksinin arttırılmasına yönelik standartları ve sertifikasyon süreçlerini belirleyecek ve tüm paydaşlar (kamu, sektör, akademi ve STK’lar) arasında iletişim kanallarını açık tutacak bir devlet erkine olan acil gereksinim TBD tarafından her fırsatta gündeme getirildi.
Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı tarafından ekosistem paydaşlarının ortak aklıyla dijital dönüşüm ve yapay zekâ temelli yazılımların geliştirilmesine yönelik belirlenecek politika, strateji ve eylem planları aracılığıyla ülkemizin dijital ekonomisinin gelişimine, küresel rekabet endeksinin arttırılmasına ve ekosistemin sürdürülebilirliğine değerli katkılar sağlayacaktır. Bu kapsamda yerli ve milli üretimin ön planda yer alması ve başkanlık yöneticilerinin yerli üretim alanında mücadele etmiş, tecrübe kazanmış, bu yolda başarı göstermiş kişiler olmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
TBD olarak diğer kamu kurumları ile gerçekleştirmekte olduğumuz iş birliklerini Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı ile de yaparak her türlü desteği vermeyi hedefliyoruz.
Comments are closed.