Dijital Biz Dergisi | Yazar
Dr. Erol ÖZGÜNER
Şubat 2021
Z Kuşağı ve Teknolojik Kullanım Alışkanlıkları
Hikâye, arkadaşımın evinde 1 yaşındaki çocuğunun televizyonun uzaktan kumandasını sinirlenerek yere fırlatmasıyla başladı. Sürekli tablet veya touch screen ekranlı telefon ile çizgi film seyretmesi veya basit bazı oyunlara bakması sebebiyle Ada’nın zihin dünyasında elle tutulabilen tüm cihazlar parmakla yönetilebilecek yapıda olmalıydı sanırım. O sebeple biraz oyalansın diye eline tutuşturulan tuşlu televizyon kumandasında hem parmaklarını kaydıramıyor hem de ekranı olmadığı için ne olduğunu anlayamıyordu. 2-3 denemeden sonra sıkıldı, sinirlendi ve kumandayı fırlatarak memnuniyetsizliğini gösterecek şekilde ağlamaya başladı.
Evet 2019 doğumlu bir çocuk dünyaya geldiğinde aslında önemli bir teknoloji ortamının içine doğuyor. Hayatı da o pencereden yorumlamaya başlıyor. Sanırım 2020 ve sonrası doğumlulara alfa kuşağı diyerek daha farklı tanımlamalarda bulunacağız ancak bu yazıda Z kuşağı diye adlandırılan bugünün gençleri, onların teknolojik eğilimleri ve bu teknolojik eğilimlerin hayata yansımalarından bahsetmek istiyorum.
Her şeyden önce kendi online dünyaları var, 2 dakika içerisinde organize olup online ortamda buluşabiliyorlar. Hatta abartısız bir şekilde sürekli olarak online’lar. Sizinle konuşurken hatta yüzünüze bakarken mesajlaşabiliyor, sosyal medyaları takip ediyor, kendilerini ilgilendiren bir olay olduğunda yüzbinler bir sosyal medya etiketi altında buluşabilerek aynı tepkiyi gösterebiliyorlar.
Sırf bu yönüyle bile bakıldığında, Z kuşağının içselleştirebileceği bir ürünün birkaç gün içerisinde milyonlarca kullanıcıya ulaşabileceği gerçeği teknoloji pazarlamacıları tarafından göz ardı edilememelidir.
Son derece yaratıcı ve işbirlikçiler, çevreye ve dünyaya karşı duyarlılıkları çok yüksek. Onların duygularıyla asla oynamayın. Çünkü tepkileri de sert ve orantısız. Grup çalışmasına çok yatkınlar ve bilgiye çok hızlı erişip çok hızlı işleyebiliyorlar. Üretilen çıktıyı da maksimum oranda dağıtma hevesindeler. Bir işe bağlılıklarını ve dikkatlerini uzun süre aynı oranda tutabilmek mümkün değil. Paralel işlem yetenekleri çok yüksek. Gündelik sorunlarına çözüm arayışları çok dinamik. Teknolojiyi bu anlamda kullanmayı çok seviyor ve istiyorlar. Freelance tanımı birçoğuna tam oturacak bir tanım gözüküyor. Online ve ofis dışı çalışma deyince sanırım karşımıza pandemi sonrası çalışma dünyasının Z kuşağı ile birlikte nasıl şekilleneceği konusunda daha net bir resim çıkıyor.
Ülkemizin 25 yaş ve altı nüfusu 32 milyon. Avrupa’nın en kalabalık ilk 5 nüfusundan biri olarak konumlanabilir. Yarının dünyası değil, artık bugünün dünyasını, bu nüfusun taleplerini anlamak ve ona göre dizayn etmek zorunluluğumuz var.
- Sosyal medya
- Akıllı cihazlar
- Kesintisiz ve sorunsuz teknoloji deneyimleri
- Olmazsa olmaz e-ticaret
- Çevre dostu, sıfır karbon ayak izli uygulamalar
- Emojik anlatımlar, z kuşağı dili diye bir iletişim türünü destekleyen yapılar
- Networking en çok önem verdikleri konular arasında, hatta olmazsa olmaz. Bu sebeple networking temelli teknolojilere çok yatkınlar.
- Girişimcilik çok önemli, hayalden fikire, fikirden eyleme, eylemden gerçeğe gidiş süreleri çok kısa
- Tüketim hızları da bir önceki madde kadar hızlı, marka sadakati veya aidiyet duyguları oldukça düşük.
gibi özellikleri bu kuşak için tanımlayıcı kriterler olarak sayabiliriz.
Gün dönüyor, zaman hızla akıp gidiyor ve yeni gelen nesil kendi beklentileri, kendi yaklaşımları ve istekleri ile önemli bir potansiyel ve baskı unsuru olarak önümüze geliyor. Yarının dünyasında her geçen gün daha çok fark edilecek, kendilerini hissettirecek bir Dijital Kuşağın genel bir resmini çizmeye çalıştım. Bu gençlerle dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olacağından hiç şüphem yok. Tek üzüntüm ise onlara hak ettikleri gibi bir dünya bırakamamış olmamız. Sanırım bize en büyük kızgınlıkları küresel ısınma kaynaklı ağaca, ormana, doğaya yaptığımız tahribattan dolayı olacak.
Sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir Şubat ayı geçirmenizi dilerim.
Comments are closed.